BOŞANMAYA DAİR SORULAR VE CEVAPLAR (2)

 


SORU: Bildiğim kadarıyla 1 yıllık süre dolmadan anlaşmalı boşlanılamıyor, çekişmeli boşanma davası açıldığında tek celsede bitme ihtimali yüksek midir, her iki taraf da anlaşmışsa.
CEVAP:
Hem çekişme hem de anlaşmadan söz edilemez. Mahkemeler dilekçe teatisinden sonra tahkikat duruşmasına başlar ve tanıkları genellikle bu aşamadan sonra dinler. Bu sebeple tek celse takıntısını bırakmak gerekir.


SORU: -Davayı erkek veya bayan tarafının açması süreci etkiler mi?

CEVAP:Eşlerden hangisi açarsa açsın  dava sürecini  cinsiyet  etkilemez.

 

Boşanma davası sırasında, ayrılmaya karar veren çift pek çok özel durumla karşılaşır. Boşanma davası süresince mal paylaşımı, çocuk varsa velayeti kimin alacağı, boşanmada tazminat ve nafaka ödenip ödenmeyeceğine konularına karar verilir.

Boşanma sonrasında mallar neye göre paylaşılır?
Kimin adına edinilmiş olursa olsun, evlendikten sonra edinilmiş mallarda bir ortaklık vardır. Araba, ev, arazi gibi mallar yüzde elli ortak kabul edilir. Ayrılık durumunda bu mallar ikiye bölünür. Malı ikiye bölmek mümkün değilse, örneğin bir araba ise söz konusu olan, satılıp parası ikiye bölünür.


Bu, yeni bir kanun değişikliği. Çoğu zaman kadınlar çocuklarına bakıp kariyerlerinden ve gelirlerinden vazgeçmişken erkek kariyerine devam ettiği için, ortadaki haksızlığın önlenmesi açısından yerinde bir değişikliktir.

Boşanırken hangi durumlarda nafaka talep edilebilir?
Nafaka, ülkemizin sosyal durumuna baktığımızda, daha çok kadının ihtiyacı olan olgudur. Çünkü kadınlar çocuğu alırlar ve sorumluluğu üstlenirler. Erkeğin yapması gereken tek şey, hâkimin takdir ettiği nafakayı ödemektir.

Üç tür nafaka vardır: 

Tedbir Nafakası: Mahkeme açıldığı zaman kadını korumak adına daha çok kadına, ama tabii genel olarak durumu kötü olan tarafa bir "tedbir nafakası"na hükmolunur. Eğer kadın dava açmışsa, bazen erkek kızar ve ödeme yapmak istemez, onu kendine muhtaç kılmaya çalışır. İşte bu tedbir nafakası bu sebeple önemlidir. Boşanma davası süresince, yani karar kesinleşinceye kadar bu nafaka sürer.

Yoksulluk Nafakası: Boşanmayla birlikte hakim, bu tedbir nafakasının "yoksulluk nafakası"na dönüşmesini sağlar. Bu dönüşüm yapılırken dosya tamamlanmıştır zaten. Var olan duruma göre nafaka miktarının eksiltilmesine ya da artırılmasına karar verilir.

İştirak Nafakası: Çocuklar için ise "iştirak nafakası" vardır. Yani eşler arasında bu tedbir ve yoksulluk nafakası olmasa bile, çocuğun büyüyüp topluma katılması için gereken masrafları karşılamak adına, iki tarafın da katıldığı nafaka ödenir. Hakim, taraflardan birinin bunu ödeyememe durumu olduğunu takdir ederse, tek taraflı olarak, örneğin sadece babanın ya da sadece annenin bu masrafları karşılamasına karar verebilir. Tabii tarafların yine mali durumuna göre bu kararı verir. 

Boşanma davasında nafaka miktarı neye göre belirlenir?
Anlaşmalı boşanmalarda belli bir miktar belirlenmişse ve yıllara göre belirli bir endeks kabul edilip artırılması kararlaştırılmışsa, zaten protokole göre davranılır.
Eğer nafaka, bu şekilde kesin çizgileriyle belirtilmemişse, nafakayı alan taraf, zaman içinde enflasyon karşısında aldığı nafakanın azaldığını ve ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek artırılmasını talep edebilir. Diğer taraf da mal varlığında eksilme varsa, iflas etmişse ya da kullandığı gelirlerde başkasına bağımlıysa ve elinden alınmışsa, nafakanın azaltılmasını talep edebilir.


Nafaka belirlenirken birinci etken, çocuğun ihtiyaçlarıdır. Bizim hukukumuz bu konuda daha objektiftir. Kişinin gelir durumu, evlilik içindeki standartları, nafaka miktarında etkilidir. Anglosakson dediğimiz Amerika hukukunda ise hakim o çocuğun ihtiyaçlarına göre direkt karar verir. Kişinin geliri bunu karşılamaya yetmiyorsa bile çocuğun ihtiyacına göre nafaka belirler. Türk hukukunda "çocuğun iştirak nafakası"nda hakim biraz daha Anglosakson hukukuna kayabilir, takdir yetkisini kullanarak onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek miktar bazında karar vermeye çalışır.
        ( Devamı yarın)